Ergenlik döneminde aşk incelendiği zaman öncelikle cinsiyet ayrımlarının yapılması gerekmektedir. Kızlar erkeklere göre daha çabuk bu duyguyla tanışıyorlar. Çünkü kızların erkeklere göre ergenliğe girmeleri daha erken olmaktadır. Bu yüzden fiziksel ve duygusal olarak daha hızlı ilerlemektedirler. Bu dönemde kızlar kendilerinden yaşça daha büyük insanları beğenme eğilimi gösteriler. 14-15 yaşından sonra başlayan bir eğilim şeklidir. Erkekler de durum biraz daha değişiktir. Çünkü onların eğilimleri daha çok rekabete dayanmaktadır. Daha fiziksel haller taşıyorlar. Hem fiziksel hem de ruhsal davranışlarında basit savunma mekanizmaları ortaya çıkarmaktadır. Bir kızla beraber olmak erkek için aşkın dışında çok fazla ve farklı anlamlar ifade edebilir.

Burada ergenin cinsel rol betimlemesi büyük önem taşımaktadır. Birincisi fiziksel olarak bazı şeyler gelişi. Bir de ergenlik döneminde yaşanan ruhsal ve duygusal gelişim var. Iş Ergen'in öğrenme kapasitesine kalıyor. Ergen, büyüklerinin aşkı nasıl anlamlandırdıklarını ve yaşadıklarını izlemektedir. Bunun yanında çevrenin de etkisi vardır. Aşk yaşanılması gereken ve kendini geliştirmeye yarayan bir olgu değil veya korkulması gereken bir engel olarak görülüyor. Bu dönemde öncekilerin bıraktıkları izleri takip edilebilir.

Ülkemizde erkeklerle kızların yaşadığı aşka yaklaşım bakımından büyük farklar bulunmaktadır. Sosyo-ekonomik yapıdaki değişiklikler bile bu durumu değiştirmemektedir. Kızlarda, aşkın günah olduğu, yanlış olduğu anlatılıyor ve korkulması gereken bir şeymiş gibi gösterilmektedir. Kızlar bazı beraberliklerini sadece ailelerinin inadına yaşayabiliyorlar. Ailelerin doğru yönlendirmesi olmadığından ergen kız yanlış davranışlar yapabilir. Örneğin evden kaçabiliyor, daha doğru dürüst tanımadan karşı cinsle cinsel birliktelik kurabilmektedir.

Ergenlik döneminde onların özeline ulaşmak mümkündür. Eğer kişiler aile olarak bunu ergen çağındaki çocuğuyla konuşmazsa hiç bilmediği bir şeye karşı savaşmak zorunda kalabilir. Bu savaşa girildiğinde de genellikle kaybetmeye başlıyorsunuz demektir. Burada en önemli şey güven halidir. Eğer ergen çağındaki çocuk ailesine güvenmiyorsa kesinlikle bunu paylaşması mümkün değildir. Ona anladığınızı hissettirmek gerekir.

Eğer tetiklenmiş ruhsal bir bozukluk ortaya çıkmamışsa uyku bozuklukları, iştahın azalması hayattan zevk alamamaya başlama, eskisine oranla daha hırçın ve sinirli olma, hareketlerinde sert olma, habersiz bir şeyler yapma, sürekli arkadaş çevresi değiştirmeye başlama gibi sorunlar yoksa uzmana başvurmanın anlamı yoktur. Ama depresyonun tüm semptomlarını göstermeye başlamışsa uzmana başvurmakta büyük fayda vardır. Ergenlikte bir uzmana görünmek hem ergenliğe giren kişi için hem de aileye buyuk bir katkı sağlar.

2 Yorum Yapılmış "Ergenlikte Aşk"