Ergenlik, son derece doğal bir süreçtir ve hem kız hem de erkek bireylerin yaşadığı bir dönemdir. Bu dönemde vücutta önemli değişimler meydana gelir. Bireyler, çocukluk evresinden yetişkinliğe adım atmaya başlarlar. Vücutta gerçekleşen değişimlerin önemli bir kısmı ergenlik döneminin ilk aşaması olan erinlik çağında meydana gelir. Erinlik çağı sonrasındaki değişimler daha yavaş şekilde gerçekleşir. Bu değişimler eski dönemlerden itibaren bilinmektedir. Bedendeki değişimlerin, bireyin davranışlarına ve bu dönemden itibaren yönelimlerine olan etkileri de bilimsel olarak çalışmalara konu edilmiştir.

Bedenin hızlı değişimi sonucunda, bireyin bu değişimlere uyumu zorlaşabilir ve güvensizlik sorunları ortaya çıkabilir. Özellikle cinsel organlarda olan değişimler, bireylerin bu duruma uyum sağlamasını zorlaştırmaktadır. Yetersiz uyum nedeniyle bireyler ergenlik döneminde çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Bu değişimler kızlar ve erkeklerde farklı dönemlerde başladığı gibi, cinsiyete göre farklı değişimler de olmaktadır.

Kıllanma: Erinlik dönemine giren bireylerde vücudun belirli bölgelerindeki kıllar büyümeye başlar ve ergenliğin sonuna kadar kıllar daha kalın ve bükümlü hale gelir.

Adet Görme: Adet görme, kızların cinsel olgunluğuna işaret eden bir belirtidir.

Islak Geceler: Erkeklerde ergenlik döneminde cinsel organların gece salgı yapması, erkeğin cinsel olgunluğa ulaştığını gösterir. Bu durum, penisten sıvı gelmesiyle olur ve fazla semen atılması normal kabul edilir. Ancak bu durum her çocukta meydana gelmez ve erinliğe girildiği dönemi belirlemez.

Akıl Dişi: Akıl dişinin çıkması, erinlik döneminin başlangıcı olarak görülmüştür. Ancak bu, ergenliğe girildiğini gösteren kesin bir belirti değildir.

Ergenlik, hala anlaşılması güç bir dönemdir. Bu süreç, her gencin gelişimine katkıda bulunur ve değişimlerin bariz şekilde görüldüğü bir dönemdir. Psikolojik, biyolojik ve sosyal gelişmenin, olgunlaşmanın olduğu bu dönem, bireyin çocukluktan yetişkinliğe adım attığı bir süreçtir. Bu değişim kızlar ve erkeklerde belirli biyolojik değişimlerle başlar. Kızlar 9-12 yaşlarında, erkekler ise 12-14 yaşlarında bu değişimlere girerler. Özellikle boy ve ağırlık yavaş bir halden hızlı bir döneme geçerek belirgin hale gelir. Daha sonra cinsel özelliklerdeki değişimler başlar.

Erkeklerde cinsel bölgede tüylerin oluşmaya başlaması, yüzde bıyık ve sakal tüylerinin çıkmaya başlaması ve seste değişimler olur. Kızlarda ise vücutlarındaki değişimlere hazırlıklı olunmalıdır. Omuzlar yuvarlaklaşır, kalça genişler ve bel incelmeye başlar. Bunlar kadınlık özelliklerinin belirdiği belirtilerdir. Boy uzaması, bireyin ergenlik dönemine girdiğinin en önemli belirtisidir. Bireyler henüz anne rahminde bile büyümeye başlarlar. Özellikle doğumdan sonraki 2 yıl içinde bu bariz şekilde görülür. Daha sonra büyüme yavaşlar. Ergenlik dönemine girilmeye başlandığında, yeniden gelişme hızlanır ve boy hızla uzamaya başlar. Kızlarda boy uzaması erkeklerden daha önce gerçekleşir, ancak erkekler 15 yaşından itibaren kızları boyda geçmeye başlar. Ancak bunda genetik etkenler ve kişisel farklılıklar da etkili olmaktadır.

Ergenlikte bir diğer belirti, bireylerin kilo almaya başlamasıdır. Sadece boy uzaması kriter olarak değerlendirilmemelidir. Boy ve kilo aynı paralellikte olmalıdır. Bu şekilde boyun uzaması, kilonun artmasıyla birlikte, bireyin kolları daha fazla kuvvetlenmeye başlar.

Ergenlikte bireylerdeki cinsel gelişim, kızlarda göğüslerin büyümesi, erkek çocuklarda sakal ve bıyıkların çıkmaya başlaması ikinci derecede cinsel nitelikleri oluşturur. Fiziksel gelişimde seks organlarının gelişimi önemli olmaktadır. Kız çocuklarında adet görmek fiziksel olgunluk olarak görülse de, adet görüldüğünde henüz yumurta gelişimi tam olmamaktadır. Bu dönemde yumurta gelişimi sadece %30 seviyelerinde olur. Gelişmenin tamamlanmasında testis ve yumurtalıklar gelişir, ancak yumurtlama daha sonradan başlar.