Ergenlik dönemi, hem kız hem de erkek çocuklarda farklılıklar göstermektedir. Bu dönem, çocukluktan yetişkinliğe geçiş süreci olduğu için bireylerde hem bedensel hem de ruhsal gelişim süreci başlamaktadır. Bireyler ve yakınları için sancılı bir dönem olan bu süreçte, ailelere düşen görevler sabır, hoşgörü ve akıllıca davranarak ergenlik dönemindeki bireylere destek olmaktır. Ergenlik yaş aralığı genellikle 12-21 yaş arasında kabul edilmektedir. Bu süre zarfında bireylerin ruhsal, fiziksel ve cinsel gelişimleri tamamlanmış olur. Ergenliğe girme yaşının erken veya geç olma nedenleri arasında genetik, ırk, sosyoekonomik şartlar, iklimsel koşullar, erken evlendirilme, ağır beden işçiliğine maruz kalma ve ailesel yaşam faktörleri bulunmaktadır. Örneğin, Afrika bölgesinde yaşayan bireyler ergenliğe daha erken yaşta erişirken, Kuzey Yarımküre ikliminde yaşayan bireyler ergenlik dönemine daha geç erişirler.

Kız çocuklarının ergenlik dönemleri, erkeklere nazaran daha karmaşık ve zorlu geçmektedir. Fiziksel gelişmelerin yanı sıra, bu dönemde kız çocuklarında görülen ruhsal değişimler de büyük önem taşımaktadır. Kızlarda meme büyümesi ve regl dönemi, fiziksel olarak ağrılı ve ruhsal olarak karmaşalı geçebilir. Bu sürecin korkutucu olmasının en büyük sebeplerinden biri, vücutlarında meydana gelen değişimlerden haberdar olmamalarıdır. Bu durumda, annelere büyük görevler düşmektedir. Kız çocuklarının adet dönemi ve meme büyümesi gibi konularda geniş ve mantıklı bir açıklamaya ihtiyaçları vardır. Eğer bu dönemin sağlıklı bir şekilde atlatılması ve ilerleyen dönemlerde sağlıklı bir birey olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri hedefleniyorsa, mutlaka bir uzmandan psikolojik destek alınmalıdır.

Erkekler de ergenlik döneminde hem ruhsal hem de fiziksel birçok değişim yaşarlar. Ergenliğe ilk adım atıldığında, erkeklerde ses çatallaşması, boyda uzama, bedende kilo kaybı, deride yağlanma ve sivilceler gibi belirtiler görülür. Göğüs, bacaklar ve cinsel organ çevresinde kıllanma ortaya çıkar. Bu dönemde androjen hormonunun fazla salgılanması sonucu cinsel organ çalışmaya başlar ve sperm üretimi başlar.

Yukarıda sıralanmış olan rahatsızlıklar, bireylerin bu dönemi destek almadan, tek başlarına atlatmaya çalışmaları sonucu ortaya çıkmaktadır. Kız veya erkek ayırt etmeden, ergenlik dönemi içerisindeki çocuklara psikolojik destek aile veya uzmanlar tarafından verilmelidir. Anne ve babaların ya da yakın çevrede bulunan kişilerin en büyük desteği ilgi ve sevgidir. Bu dönemde öğüt kabul etmeyen çocuklarla anne ve baba kimliği bir yana bırakılarak, arkadaş kimliği ile konuşulmalı ve bolca vakit geçirilmelidir. Böylelikle, bireyler bu dönemi çok daha güvende ve sağlıklı atlatacaklardır. Ayrıca, bu dönemde bireylere en büyük destek, beraberce yapılabilecek sosyal aktivitelerdir. Bireylerin hangi alanlara eğilimi varsa, o ortamlarda ailecek vakit geçirmek, ergenlik çağındaki bireyler için büyük destek olacaktır.